ingilizce cümleler     800) {echo ' ';} ?>         

Such That Cümleleri


such that cümleleri



"Such...that" Türkçede "böylesi bir...ki" veya "böyle...ki" diye ifade ettiğimiz bir kalıptır. Aslında Türkçede "öyle...ki" anlamında olan "so...that" ile benzerlik gösterir, fakat - Türkçe karşılıklarından da anlayacağınız üzere - aralarında bir nüsans vardır.




Konuyu daha iyi anlamak için "Such Cümleleri" başlığı altındaki örnekleri de inceleyebilirsiniz.

Aşağıda such that cümleleri örnekleri bulacaksınız:

I tried to tell her in such a way that she would be wrong. --> Ona, bu yolla hatalı olabileceğini söylemeye çalıştım.

Our lunch was such that we don't really need an evening meal. --> Bizim öğle yemeğimiz öyle ki, gerçekten akşam yemeğine ihtiyaç duymuyoruz.

The table was such a round that twelve people sit around it. --> Masa ylesine yuvarlak ki, etraf1na on iki kişi oturabiliyor.

I use such a tennis racket that I can easily shoot back. --> Öylesine bir tenis raketi kullanıyorum ki, arka vuruşları rahatlıkla yapabiliyorum.

There were such a lot of people in the queue that I decided not to see the film. --> Kuyrukta o kadar çok insan vardı ki, filmi izlememeye karar verdim.

I have such a lot of books that I don't know where to put them. --> O kadar çok kitabım var ki, onları nereye koyacağımı bilmiyorum.




It's such a good film that many people want to see it. --> O kadar iyi bir film ki, onu çoğu insan görmek istiyor.

İstanbul is such a big city that it may take half a day to go from a quarter to another quarter. --> İstanbul o kadar büyük bir şehir ki, bir semtinden diğerine gitmek yarım günü alabilir.

I've never had such a good coffee that it was delicious. --> Hiç böylesi iyi bir kahve içmemiştim, ki çok lezzetliydi.

It's such a long time ago that I graduated the university. --> Ben üniversiteyi bitireli öylesine uzun zaman oldu ki.

It is such a long way that we were tired of travelling. --> Öylesine uzun bir yol ki, seyahat etmekten yorulduk.

It was such nice a weather that we want to go for a walk. --> Öylesine güzel bir hava ki, yürüyüşe çıkmak istiyoruz.

It is such an interesting situation that only a very few people have probably ever been confronted. --> Öylesine ilginç bir durum ki, muhtemelen yalnızca çok az insan karşılaşmıştır.

She is such a beautiful girl that I've never seen. --> Öylesine güzel bir kız ki, daha önce hiç görmemiştim.

Bu sayfayı inceleyen takipçilerimiz,

sayfalarımızı da incelediler.

Kendinizi geliştirmek için

Şart Cümleleri


Gelecek Zaman Soru Cümleleri


Deyim Cümleleri


Geniş Zaman Cümleleri


İngilizce Meslek Cümleleri


Çevre Cümleleri


Öznel Yargı Cümleleri


There Is Cümleleri


Ünlü Düşmesi Cümleleri


Gerçek Anlam Cümleleri


Anlamlı Aşk Cümleleri


Tahmin Cümleleri


sayfalarımızı da incelemenizi tavsiye ederiz.